Tallinn Gezi Notları

4 Eylül 2013

 Estonya'nın başkenti Tallinn'e varmamız epey bir zaman aldı. Haftasonu ve ardından bir kaç günü kapsayan beyaz gecelerden dolayı resmi tatil olmasından ötürü, arabalar genellikle aileler ile doluydu ve bu bizim şansımızı epeyce azalttı. Sabahdan akşama kadar sadece 100 kilometre yol gidebildik. Arabaları beklerken yolda bizi üç genç durdurup, ileride ki ormanlık alanda kamp kurup eğlenceklerini söylediler, eğer araba bulamazsanız sizi bir saat sonra alalım teklifinde bulundular, bizde hay hay ( her ne kadar Furkan güven sorunu yaşasa da ) dedik. Ve ilginç bir gece yaşadık. Hava açınca biz de yolumuza geri döndük. Kör kütük sarhoş olan gençler bizi ana yola atma teklifinde bulunsalar da biz kabul etmeyip yürümeye başladık, her ne kadar yolu bilmesek de yürüyorduk. Furkan'ın ince tahminleri eşliğinde çamura saplanan ve terlikleri ve bacağı çamur olan ben, sabahın 5inde yürümekten pes etmeyip yolumuza devam ettik, ve sonunda ana yola çıktık fakat yoldan araba geçmiyor , tırlar genelde geçiyor onlar da iki kişiye fazla yanaşmıyor. Artık biz de uyumaya başladık uykumuzu Norveç'li sarhoşlar bozana kadar. Ardından bir otobüs geldi, halk otobüsü edasında bizi bekliyordu, Furkan'ın ani sinirlenmesiyle ( ya hadi kalk başlıcam .... ) birlikte otobüse bindik ve sınıra geldik. Sınırı yürüyerek geçip, beklemeye başladık. Furkan sınıra doğru yürüyüp bir Türk tırıyla konuşmaya gitti ve Türk tır şöförü kahvaltısını bizimle paylaştı. Perişan bir hale düşmemize ramak kalmışken, iki tane Litvanyalı kız bizim dükkanın hemen yanına geçip otostop çekmeye başlayınca, biz de bir anda hırs yapıp oturduğumuz yerden kalkıp otostop çekmeye başladık. Polak bir pickup şöförü bizi alıp Tallinn merkeze kadar götürdüğünde bizden mutlusu yoktu. Ardından hostele doğru yol alırken, Furkanın başından ilginç bir hadise geçti, hosteli ararken yoldan geçen birine yolu sorduk ve bize ınanılmaz derecede yardımcı oldu , ofise gidip bize harita getirdikten sonra detaylı bir şekilde yolu tarif etti ve son derece güler yüzlü bir şekilde  bize epeyce yardım da bulunan bu Estonyalı kıza teşekkür mahiyetinde elini uzatan Furkan'ın elini sıkmayan kız ardından şunu ekledi :'' I dont shake hand with Muslims, '' ve bu lafı kinden uzak samimi bir şekilde söyleyince ikimiz hostele varınca bu durumun kritiğini yaptık ve iki  farklı düşüncede karar kıldık. Birincisi yani benim ki, geçmişte bir Müslümanla yaşamış olduğu olumsuz tecrübeden dolayı ufak çaplı bir İslamofobiye sahip olduğunu düşündüm. Furkan ise, kızın , Müslümanların karşı cinsle tokalaşmadığını bildiğini ve bundan dolayı elini sıkmadığını iddaa etti. Bu sözlü diyalogdan sonra şunu anladık ki, karşılıklı konuşmanın farklı bakış açıları kazandırdığını ve hiç düşünmediğinizi bir düşüncenin bile yanınızda ki insan tarafından düşünülebildiğini idrak ettik. Pek tabi ki kızın ne düşünçeyle bu lafı dediğini bilmiyoruz ve buna fazla kafa yormadan ben uyumaya , Furkan ise sakallarını kesmek için banyoya yöneldi.




     Uyandıktan sonra Tallinn'i keşfetmek için sokaklara koyulduk, Tallinn'in tepelerine doğru yol almaya başladık. Ortodoks kiliselerine bir bakındık ve sonra eski şehre geri döndük, Furkan otantik bir yerde hamur işi bir şeyler atıştırmak istedi, Türk turist akınına uğrayan mekan bir anda kaosa süreklendi ve ben Hesburger yemek için aşağıya indim. Riga'dan aldığımız biletlerle bir gün sonra feribotla Helsinki'ye geçecektik. 30 Euro civarında bir ücret ödeyerek Helsinki biletlerimizi aldık. Şehirde biraz tur attıktan sonra Hostel'e doğru yol aldık, hostelin sahibiyle güzel sohbetler ettikten sonra, öğrendim ki Anadolu'yu karış karış gezmiş. Ardından Furkan'ı yatırdıktan sonra ufak çaplı bir partiye katıldım İtalyanlarla. Sabah uyandıktan sonra gene şehir turu yaptık ve şehrin ara sokaklarında yürüdük. Ardından beş çocuk sahibi bir Estonyalı baba ve çocuklarının bir kısmı ile top oynadık, ayağıma diken batmasıyla sonuçlanan maçta kazanan aslında Estonyalı ailenin sempatikliğiydi. Bana evden yara bandı getiren ve ardından tedavi eden gözlüklü çocuğu gözlerinden öpüyorum. Buradan sahile doğru yol alarak voleybol oynadık. Sahile doğru yaptığımız yolculuk sırasında Furkan'ın sinirlerini bozan Finlandiya'lı aile ise bu olaya aldırmayarak yollarına devam etti. Estonya'da genelde yerlilerle vakit geçirdik. Bir sonra ki gün feribota geç kalarak, bir sonra ki feribot için cuzi bir miktar ekstra ödeyerek biletlerimizi alıp Helsinkiye doğru yol aldık...














0 yorum:

Yorum Gönder