Kopenhag Gezi Notları

4 Eylül 2013

 Oslo'dan Kopenhag'a doğru yol aldık, Göteborg semalarında Filistinli bir abinin bize ayarladığı evde konakladık. Ardından bir sonra ki gün akşam Tehran'lı Reza bizi Malmöye kadar götürdü. Ondan önce bize arabalarına binmemiz için teklifde bulunan abla kardeşi unutmak mümkün değil. Ben unutsam ... her neyse.. Malmö'ye kadar gelip Malmö'de tur atmadan olmaz, meydanda bir shawarma yiyoruz. Ardından bir tur, sonra 12 euro karşılığında Kopenhag'a geçiyoruz, 45 dakika süren yolculuk sonrası Kopenhaga varıyoruz. Amsterdam'ın bir farklı versiyonu. Hostele varıyoruz. Hostel'de Furkan, resepsiyondaki melez bayanla dalga geçiyor, fakat Kerküklü Emin Abi buna izin vermiyor ve ekliyor : '' Take it easy man !''Furkan adama uyuz oluyor. Toplama kampı gibi bir hostel ve Furkan sabah dişlerimizi fırçalarken şunu demeden edemiyor : '' Biz burada kaldıysak her yerde kalırız ''. 66 Kişilik oda epeyce geniş bir oda, her tip adam var. Ciguli gözlü façalı Faslı'dan, İsveçin sokak güzellerine kadar bir çok milletten insana kapılarını açıyor. Bir sonra ki gün Furkanla Ankara restaurantına gidiyoruz. Açık büfe yeme 9 euro cıvarında fakat Türk garson şart koşuyor, içecek zaruri. Ulan gavat zaten o kadar yedikten sonra susayacağız, neden zorunlu kılıyorsun, zorunlu kılınca Furkan ''' o zaman ben oturmam '' diyor ve kalkıyoruz, başka bir açık büfe mekanlara bakıyoruz, bu sefer de fiyatlar tuzlu gelince, bir başka Ankara restaurantına gidiyoruz, aynı kurum farklı mekan, kendimizce tribe girdik, 1 kilometre fazladan yürüdük, gurur yaptık ya.. Her neyse oturuyoruz yedikten sonra, kaşarını beğenmediğim yani kokan  bir yemeği yemedim diye garson bana söyleniyor. Her neyse deyip kalkıyoruz, ama yordu bizi bu yeme işi. Ardından açık hava uyuşturucu merkezi olan Christiania doğru yol alıyoruz. Pek fazla sarmıyor 10 dakika sonra çıkıyoruz. Kapıda çarşaflı İranlı teyzeleri görüyoruz, onların da kafa iyi. Furkanın manasız muz ısrarına karşın, '' şeref '' diyor, istemiyorum, ama Furkan durmuyor. Be adam muz teklif ediyorsun, muzların anamur muzu, olmuş muzu kadın napsın, İthal muz aldın da yemedik mi ? Kilosu 6 kron olunca kendini kaybediyorsun. Ardından Christiania tarafında kilisenin önünde otururken, Amerikalı bir çocukla karşılaşıyoruz, Kopenhaglı bir kıza aşık olmuş, başlıyor anlatmaya, sevgilisi geliyor. Furkana elini uzatıyor, Furkan'da bu sefer '' I dont shake hands with Christians '' dercesine kadının elini havada bırakıyor. Muhtemelen kızcağız yolda, bizim Tallinn'de yaptığımız kritiklerin bir farklı versiyonunu sevgilisiyle birlikte yaptı. Her neyse ardından şehirde dolaştıktan sonra, hostele geri döndük. Bir diğer gün yani son Nyhavn'da yürüdük ve hayran kaldık. Hatta bir önceki gece yanı başımızda yatan İsveçli kızlarla burada karşılaştık. Buradan Opera evine bakıp, Frederik kilisesine geçtik. Ardından Rosengborg Kalesine çıktık. Son gece Kongens Have gidip uzanıp, gezinin yorgunluğunu attık. Malesef Lousiana müzesini yalan ettik.  Kopenhag benim 70 günlük Avrupa gezimin son noktasıydı. Furkanla ise 27 günlük Doğu Avrupa ve İskandinavya turumuzun son noktasıydı.  Güzel bir şehir, fakat bir Stockholm değil...




















0 yorum:

Yorum Gönder