Bratislava'da 24 saat

18 Temmuz 2013


     Viyana'dan Bratislava'ya sadece 50 dakikada vardım, öyle bir tren istasyonuna vardım ki Anadolu'da ki tren istasyonları kadar eski hatta beni ağırlayan Slovak Igor'un ilk sorusu tren istasyonu oldu;  Beğendin mi ?  Kendisi Bratislava'dan Şam'a kadar otostopla yolculuk etmiş. Türkiye'de kamyon şöförü abimizin teklifini duyduğumda ise, yok artık demiştim. Yolda , Viyana'da hostelden tanıştığımız Polonya asıllı Amerikan vatandaşı, Polak görünümlü balık etli yol arkadaşımla Bratislava'yı birlikte gezdik. Viyana'ya kadar gitmişken Bratislava'ya bir gün ayırmadan olmaz. Free Walking Tour'u kaçırmamak lazım, münferit duyguların katili olan bu turdan ilk kez bu kadar zevk aldım. Mütevazi mihmandarımızın bunda ki payı yadsınamaz.


   Prag'da en güzel sinagogu görmüştüm, Bratislava'da ise en güzel kiliseyi gördüm. İsmi de Aziz Elizabeth nam-ı değer Mavi kilise. İçine kesinlikle giriniz.

   Bratislava Kalesine çıkıp, Bratislava'nın çarpık kentleşmesini görmeden dönmeyin. Slovak kooperatifler burada da iş başında. Şehri mahvetmişler.

   Esrarengiz bronz heykeli Cumil, bu şehrin simgesi. Çalışan adamı simgeliyor.

   Slovakya'nın Ulusal Tiyatro binası görülmeden geçilmemeli, bir artısı olmasa da fotoğraf çekinebilir. Zaten Walking Tour'un başlangıç noktasına çok yakın bir yerde.


  Old Town'ı ise abartıdan uzak, klasik  komünist mimari ile bezeli bir eski şehir.


Bratislava, bir Balkan şehri gibi geldi bana. İstanbul'dan atlayıp buraya gelmek pek de iyi bir fikir olmaz. Ama Viyana ve Budapeste arasında bir geçiş noktası olarak bir gün ayırmak da fayda var.
















































  
  

0 yorum:

Yorum Gönder