Moskova-4

23 Ocak 2013

    Gönül isterdi ki , Kim ki Duk 'un Pieta adlı filmindeki kadın karakterlerinden Myung-ja'nın Hoon-chul'e gösterdiği sadakatin ve sevginin dörtte birini Moskova'ya karşı göstermek lakin bu bizim için pek de mümkün olmadı. Çünkü Sankt Petersburg'a gitmeye bir gün kalmıştı. Ülkemizdeki canciğer kuzu sarmalarının '' kapuskavari '' ilişkilerinden sonra Olga'nın turistlere gösterdiği ilgiyi henüz sindiremeden Olga Rusya içinde seyahat çıkmıştı. Onu saygı ve sevgiyle anıyorum. İstanbul çocuğu olmanın verdiği duyguyla Moskova'ya pek de ayılıp bayılmıyoruz lakin sanat anlamında saygımız büyük. Tembel insanlar olduğumuzu da hesaba katarsak sabahları 9-10 gibi kalkmak Moskova'da yaşayan Azerilerin dahi taakkul edemeyeceği bir olaydı. Knut Hamsun'un Açlık adlı kitabındaki Andreas Tangen'in bile zor yaşayacağı bir şehir Moskova maddi açıdan. İstanbuldan gelen birinin Moskova'da baleye gitmesi , Anadolu'nun maki ya da bozkırlarını teneffüs etmiş biri için İstanbul'da Abbas waffle, Lokma ya da Sütiş etkisi yarattığını bugün daha iyi anlıyorum.


    Biraz da Moskovalı kardeşlerimizden bahsedelim. Moskova, bir üniversite öğrencisinin aileden uzak yirmi yıl sonra içtiği ilk rakıya benziyor. Gizli, saklı ve bir o kadar da sessiz. İnsanları ise bir Chivas Regal mahiyetinde. Pahalı ve albenili. Moskova'ya gitmeden önce bütün tabuları yıkmak gerekiyor. İhsan oktay anar kitabında hani köşedeki çocuk bir anda romanın kahramanı olur ya işte Moskova'nın insanları da bir o kadar sade ve gösterişsiz. Dostluklarının bir güneyli kadar sıcak olmasa da , en azından Türkiye'nin güneyinden daha iyi olduğu bir gerçek. Laf kalabalığına girmekten ve sahte tebessümlerden ziyade insanlar neyse o . Bugün rolantide bir kaç parka gitmeyi planlamıştık ve başardık. Ardından kendimizi Ostankino saat kulesine doğru atıyoruz. Moskova'da ki dördüncü günümüz en rolantide geçirdiğimiz gün.



      Kagoşima doğumlu Junichi Inamoto vari ve John Lennon'ın eşi Yoko Ono vari , Japon çift güzide hostelimize gelmişlerdi. İşleri güçleri olan , saygılı ve canayakın bu çift Tokyo'dan geliyorlardı. Pek fazla muhabbet imkanı bulamadım lakin Japonca öğrenmenin ne denli gerekli olduğunu çekici yüz hareketleriyle belli ediyorlardı. Ya da ben dil öğrenmek için bahane buluyorum. Tokyo'lu gençleri , Türkiye'de ki yeni jenerasyon örnek almalı. Günde iki tane mail gelen ve bunlardan biri groupandan olan Türk gençlerinin iPhone'a duyduğu aşkı ve şefkati , ya da herhangi bir Telefon ya da Arabaya duydukları ilginin yerine hayatı daha sade ve yaşanılabilir bir şekilde idrak etmek adına bu iki çift örnek alınmalı. Vicdan muhasebesini , Muhasebe dersi almadan da yapılabilir olduğunu idrak etmek de fayda var. Salt bir tutkunun ya da iki yüzlü ve antipatik insan ilişkilerinin yerine insanı insan yapan değerin samimi bir vicdan olduğunu ve bunun örneğini  Sankt petersburg'a ayak basar basmaz bize yardımcı olma cabasına giren bayandan öğreneceğiz. Belki de önemli olan Kemal Tahir'in Kurt kanunu adlı kitabında ki Emin Bey olmak rasyonel bir bireyden ziyade uluslararası bir dili dil bilmedende konuşmak. Belki de gezmek ya da hiç bozulmadan kalmak bundan önemli. Anadolu insanı ile gezen insanın birbiriyle iyi anlaşma sebebini bana bu gezi öğretiyor.
  
    

0 yorum:

Yorum Gönder