Moskova-2

6 Ocak 2013

   
 


      28 ekim 2012. Bu sabah kar var Moskova'da . Saat 08.30 Güneş doğmak istemiyor. Hostel ahalisi uykuda. Günlük , zaruri hazırlıkları yaptıktan sonra Furkan'la çıkıyoruz dışarıya. Hava gene eksi ile artı arasında gidip geliyor. Kar'dan sonra yağan yağmur küfüre maruz kalır. En canlı örneği bizi mahvetti. Montların ıslanmasıyla birlikte başlayan yağmur titretmeye başlıyor. Pazar günü soluğu St.Basil katedralinde alıyoruz. Kiliseye dair klişe bilgilerimizden dolayı pek de kilise gezimiz verimli geçti diyemeyiz. Moskova'ya öğrenci kartlarıyla gelenler buranın pahalılığını bir nebze de olsa hissetmezler. Kiliseye 100 ruble karşılığında yani 3dolar 30sent'e tekabül ediyor. Ayrıca sağda solda her an Türkçe bir ses duyabilirsiniz. O yüzden küfür yok. Ardından kendimizi Kremlin'e atıyoruz. Öğrenci kartlarında kıllık çıkarabiliyorlar. Çünkü , Dünya ile yarışan Türk üniversitelerinin öğrenci kartlarının %75inde Student tarzında bir şey yazmadığından dolayı , bizi çakal tekniklere sürüklüyor. Kabul etmeyen gişeden bir diğer gişeye gittiğimizde kartı kabul ediyor ve 700 ruble yerine 200 ruble ödüyoruz. Kremlin'i bir günde gezmek zor anlamak ise imkansız. Biz içerideki bir kaç kiliseye girip ve sergileri gezip kendimizi sarayın en önemli yerlerinden biri olan( bize göre en güzel yeri)


Armoury  museum'a atıyoruz. Sarayın çalışkan vestiyerleri anında montlarımızı alıyorlar. Moskova'da sistem böyle . İklim soğuk , şehir sanat şehri olduğundan dolayı kalın kıyafetleri anında vestiyerlere bırakıyorsunuz. Ayrıca müze bizim için ısınma açısından  da çok önemli bir öneme sahip.Rusya' ya ait ne var ne yok herşeyi bu müzede bulabilirsiniz. Savaş müzesinden ziyade komple bir Rus müzesi burası. Kulaklıklar ücretsiz. Bölüm bölüm anlatan kulaklıkların faydasını biz gördük. Almadan gezilmemesi tavsiye edilmez. Moskova'nın en önemli turistik mekanlarından biri diyebilirim. Titremenin geçmesiyle birlikte tekrardan kendimizi sokağa atıyoruz ve Kremlinden çıkıyoruz. Lenin'in mozolesini kış mevsiminde görmek mümkün değil bu yüzden kendimizi Bolşoy'un önündeki kalabalığa atarak '' ne iş '' diyoruz. Bolşoy'da tiyatro sever öğrenciler inanılmaz bir kuyruk peşinde bilet bekliyorlar. Öğrenciyseniz bu şehirde sanatı sevmemek olmaz. Öğrenciye sonuna kadar indirim var. Karaborsacı bize 100 dolar yani 3000 ruble dediği bileti öğrenciler 100 rubleye alıyorlar fakat Moskova üniversitesi öğrencilerine özgü bir durum bizde alınmadan kırılmadan yolumuza devam ediyoruz. Kendimizi Hostele atmadan önce bir şeyler yemek istiyoruz. Bolşoydan sonraki sol değil ondan sonra ki sola girip bizim hostele doğru yürürken güzel restaurantlar buluyoruz lakin öğrenci işi değil. Aklımızda kalan özellikle Furkanın aklında kalan bu yer( Özbek Restaurantı ) mükemmel bir yer heralde bir daha Moskovaya gelirsek müze falan hikaye bütün parayı burada yeriz. Neyse kumpirvari bir büfe buluyoruz ama iletişim sıkıntısı çekiyoruz. Hayatımda dilin ehemmiyetini en iyi bu yerde anladım. 15 dakika süren kumpir isteme patatese ne koyulacak gibisinden el kol hareketlerinin ardından Hostelin(TNT HOSTEL) aşağısında bulunan markette kendimize içecek çikolata alarak Hostele geçiyoruz. Furkanın iğrenç makarnasından söz etmeden geçemeyeceğim. ''Kötü oldu yaaaa'' diyerek makarnayı ağızlayan Furkan , Litvanya ülke mi ya ? diye soran Amerikan asıllı Ürdün'de çalışan vatandaşın trajikomik sorusundan dahi kötü bir makarna yapmıştı. Hostel görevlisi Olga'nın 250 ruble'ye Kremlin'de bize bale gösterisi için bilet bulması bu iki kötüyü bir anda iyiye çevirmişti. Biletleri alan Olga'ya tekrardan teşekkür ediyoruz. Beyaz Rusya'nın son yıllarda yetiştirmiş olduğu en iyi Hostel görevlilerinden biri. Gidin görün. Devam edecek ;)

0 yorum:

Yorum Gönder